25 Kasım 2009 Çarşamba

Yaşamak çok zor! - 1

Öncelikle boşa harcanak 7 dakikası olmayan bu yazıyı okumasın :D
"Yaşamak çok zor!" diye diye zorlaştırdım galiba yaşamayı. Son 1 ayda etrafımda olanlar çok kez duymuşlardır bu sözleri. Ama ne bileyim işte pamuk şeker kıvamında alışmışım galiba yaşamaya ben, üj-bej problemde havlu atıyorum hemen. İşte o zaman hiçbir şey (ya ilkokuldan beri ezberleyemedim bitişik mi ayrı mı şu "hiç-bir-şey. Şimdi orada 3 farklı kelime de olduğundan, hadi ayrı yazılıyor desem hangisi ayrı yazılıyor, bitişik desem hangisini hangisine bitiştireceğim bilememişimdir hep. Olası ihtimalleri sıralarsak: "1.hiçbirşey 2.hiç birşey 3. hiçbir şey 4.hiç bir şey" Mantıkla yola çıkarsak da hepsi bitişik olmaz göze hiç hoş gelmiyor 1 elenir. Hepsi ayrı yazılınca da bi tırt durum var ama ne olduğunu çözemedim 4 de eleniyor yani. Ya 2 ya 3 ama hangisi. %50 şansımı kullanarak biraz da içgüdülerime [bu bitişik yazılıyordu eminim] kulak vererek 3 numaralı yazım şeklini kullanacağım.) yapasım gelmiyor. Şimdi siz ne yapasın gelmiyor cümlenin başını kaçırdık diye düşünüyorsunuzdur. Ya boşa mı konuşuyorum hiçbir şey yapasım gelmiyor işte :)

Zaten hastaydım da geçen hafta. Hiç huyum değildir ama nedense doktora gidesim geldi. Doktora gitmeyi kafaya koyunca bi pazar sabahı 9da kalktım, üstümü giydim sıkı sıkı, attım kendimi dışarıya bi taksi çevirdim. Adam "Nereye abi?" dedi, kitlendim. Hiç düşünmemiştim çünkü. "Doktor'a" dedim. Çünkü doktora diye çıkmıştım evden, o doktorun hangi hastanede çalışıyor olması gerektiğini hiç düşünmemiştim. Taksici kitlendi, arkaya bir dönüşü vardı ki 'lan yine kime çattık' der gibiydi. Ben de kitlenmiştim ama, anladım ki o cevabın tek amacı vakit kazanmakmış. Adamla 3 bilemedin 5 saniye bakıştık. Ben o 5 saniyeyi çok verimsiz geçirdim, oysa ki hangi hastaneye gideceğimizi düşünmem gerekiyordu, bilinçaltım bana kocaman 5 saniye hediye etmişti ama ben paketi bile açmadan, çöpe atarcasına adamla bakıştım öylece. Çünkü adamda tuhaf bir kıroluk bi psikopatlık vardı elinde tespih falan.. Birden artık adamın sabrının tükendiğini farkettim ve "Şişli Etfal Hastanesi" dedim. Ama en ufak bir fikrim yok, galiba geçen gün biyerlerden kulağıma ilişmişti. İçim nasıl huzursuz hiç bilmediğim bir hastaneye giditorum bildiğin. Neyse gittik oraya adam beni bıraktı kapının önünde, "Acil"e girdim. Hemen sağ tarafta 5 hasta yatıyo sedyelerde serum falan bağlanmış, korktum. Bi görevliden maske istedim, sırıttı "eczaneler yolun karşısında" dedi, heryerde domuz gribi afişleri, maskeli hastalar falan derken iyice ürktüm. Buraya sağlam giren hasta çıkardı, direk topuk uçurtma kaçtım oradan. Cerrahpaşa Tıp'da okuyan arkadaşım Şükran var bilenler bilir :) İşte onu aradım, niye daha önce aklıma gelmemişti ki, sağolsun işi de yokmuş gittim hemen yanına. Artis, beyaz önlüğünü giymiş geldi yanıma, hemen acile gittik. Burası diğerine göre daha iyiydi, en azından yanımda tanıdık vardı :p Müraacat'a kayıt yaptırdıktan sonra doktorun yanına gittik, neyim olduğunu sordu bi kaç birşey dedim işte akciğer filmi istedi. Gittik filmi de çektirdik, tekrar doktorun yanına gittik. Adam tekrar neyin var diye sordu, ben anlattım işte yine; "Kuru bir öksürük var, öksürünce bronşlarım çok acıyo böyle kanıyormuş gibi oluyor. Aşırı derecede başağrım var, ağrı bazen beyinciğime vuruyor. Çök fazla burun akıntım yok ama sinüzitlerim zonkluyor. Bir de en önemlisi gözlerime bastırınca çok acıyor (Çoğu cahil arkadaşım "bastırma o zaman" gibi komik çözümlerde bulundular üzüldüm açıkcası) Adam dinledi dinledi, "Olur öyle" dedi. Olurmuş öyle, şu hapı yutunca geçecek dedi, şu gargarayı da arada yap işte. E hani niye sırtımı dinlemedi öksürürken, niye dilime bakmadı, niye fenerle gözbebeğim normal mi diye bakmadı? Doktorluk kahinlik mi ya? Doktorları sevmem, yani en azından erkek olanlarını yada yaşlı olanlarını sevmem işte itici gelirler :) Neyse çok şükür iyiyim şuan, atlattım hastalığı ama içtiğim ilaçlardan değil tamamen kendime baktığım için iyileştim.
Ben bu yazıya neye başladım ne anlattım. Ama yaşamak vallahi zor. Şimdi de yoruldum belim ağrıdı, yazasım da kaçtı, böylece olsun bari...